'' Yakaladığı balık pek küçük olunca onu öper ve tekrar denize atar.
Yanındaki balıkçı biraz şaşırarak, "Ne yaptın,
hiç balık öpülür mü" diye sorar.
Cevap şu olur:
"Olsun, bu denizde benim öptüğüm bir balık dolaşıyor artık.''
Sait Faik Abasıyanık
Karton,masaraptiye,makas,kalem,cetvel...sanirim hemen elde edilir malzemeler,zaten cogu evde vardir..
nasil heyecanlandilar yaparken bir an önce bitsede oynasalar....
bantla kartonun kenarlarini yapistirdim ki karton kesmesin ogluslarimin ellerini ;)
Derin, karanlik deniz de yasayan bir balik (Melanocetus johnsonii) gercek hali cok daha korkunc.Benim ufakliklar hayran bu baliga avini tepesindeki isikla avliyor, derinler cok karanlik oldugundan isigi görüpte hayran hayran yaklasan baliklar sonunda yem oluyor...
cok kolay ve eglenceli,sizde deneyin....;)Timsah,köpek baligi vb.gibi hayvanlarla cesitlendirebilinir.
aslinda cantayi pantolonumun paca kismindan yaptim sonra arka cepleri kesip cantaya diktim
ceplerin üzerindeki metal yildizlari canta sapinin dikise giren kismindan söktüm ..
cantanin saplari inanamayacaksiniz ama eski cizmelerimden :-D gecen yaz atmistim,atmadan öncede bu kücük kemercikleri kullanabilirim düsüncesiyle kesip saklamistim...
Cantanin ic kisminida artik kumasimla yaptim renkli olmasi cok hos oldu, yani bu cantaya 10 numara verelimmii ? ben verdimm :-D
Analitik psikolojinin kurucusu İsviçreli psikiyatr,Carl Gustav Jung: "Yalnızlık, insanın çevresinde insan olmaması demek değil, kendisinin önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramaması ve görüşlerini başkalarının olanaksız bulmasıdır." demiş, ya da onun gibi bir şey demiş...
Yalnızlık duyan insan terkedilmiştir belki. Toplumdan dışlanmış, depresyona girmiş, güvensiz, umutsuz kalmış, hayatın anlamsızlığına karar verip, değersizlik duygusuna esir olmuş ve kızgınlık ve öfkenin dikenli telleriyle çevrilivermiştir belki de.
SEZEN Aksu'nun dediği gibi:
"yalnızlığım yollarıma pusu kurmuş beklemekte
acılar gözlerini dikmiş üstüme nöbette."
Bu tür düşünce; Hüzün ve acıları zevk edinmek ve onları çağırmak oluyor hayatımıza gizlice. Ah bir bilsek asla yalnız olmadığımızı! Penceredeki bir kuş, dalından kopup avucumuza düşen bir sonbahar yaprağı, kırlardaki çiçekler, gökteki bir yıldız, okuduğumuz kitaptaki yüreğimize işleyen sözcüğü yazan, baharatçının tabelasındaki isim: "UMUT ET." Taksinin plakasındaki sayı: "35 DY 222" Biz istersek konuşur bizimle ve hayatımıza renk ve mesajlarını iletir biteviye...
Kuran'da HAŞR Suresi 7.Ayet:Üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka O’dur. Beş kişinin gizli konuştuğu yerde altıncısı mutlaka O’dur. Bunlardan az veya çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlaka O, onlarla beraberdir. Dediğine göre TEK kişiysek; Tüm kainatın sahibiyle biraradayız demektir, yalnız değilizdir, hatta ölürken bile...Öyleyse bu nasıl bir YALNIZLIK, sorgunlamalı bence.
Hiçbir zaman ve hiçbir mekânda yalnızlık hissetmemeniz dileklerimle.
Arka cepleri esit ölcüde ve ceplerin kenarlarinda pay kalacak sekilde kestim
Ve resimlerde oldugu gibi dikmeye calistim ;)
icinin püskül püskül olmasini istemedim bu yüzden eski kot parcasindan astar dikmeye calistim...
bu cantayi bir anda yapmaya karar verdim..sonra malzemelerimi birlestirirken yeteri uzunlukta fermuarim olmadigini fark ettim ama birkere koymustum kafama vazgecemedim :) o yüzden fermuar yeri cok iyi olmadi...
ama yinede hic dikis egitimi almadigimi düsünürsek idare eder diyorum :)
eski malzemelerden yenilerini yapmak cok mutlu ediyor beni..cok ta begenerek takiyorum,biliyorum ki emek güzeldir....